Haber

Psikolog Beyhan Budak, Savaş Sonrası Sosyal Medyayı Ortalığı Karıştıranlara “Acı Veren Eğlenceler” Gönderiyor

İsrail ile Filistin arasında başlayan savaş devam ediyor. Sosyal medyada her gün acı verici görüntülerle karşılaşıyoruz. Sosyal medyada Gazze halkının yaşadığı acı dolu baskınların propagandasına büyük tepki gösterenleri eleştiren klinik psikolog Beyhan Budak, Instagram hesabından ‘Acı şovmenliği’ başlıklı bir referans yazısı yayınladı.

Klinik psikolog Beyhan Budak’ın adını daha önce duymuşsunuzdur.

Sosyal medyada yakından takip edilen ve yazıları milyonların okuduğu isimlerden biri. Aynı zamanda yazdığı kitaplar da ilgili mağazaların en çok satanlar reyonlarında yer alıyor.

1,3 milyon takipçili sosyal medya hesabını aktif olarak kullanan Beyhan Budak, bu kez İsrail-Filistin savaşı sonrası sosyal medyadaki acı şovmenliği ele aldı.

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e karşı başlattığı Mescid-i Aksa Tufanı’nın ardından İsrail hem havadan hem de karadan saldırılara başladı, yaşananlar savaş olmaktan çıktı ve birçok kişinin deyimiyle ‘soykırım’a dönüştü. Gazze halkı büyük bir sele kapıldı.

Tüm dünyayı şok eden ve medyada dolaşan görseller, sosyal medyanın da etkisiyle herkes tarafından paylaşılmaya başlandı.

Sadece Türkler değil, birçok ülkeden insan sosyal medyada tepkilerini gösterdi. Hem Instagram’da hem de Twitter’da defalarca acı dolu görüntüler paylaştı. Kimisi destek verdi, kimisi başsağlığı diledi.

Beyhan Budak da sosyal medyada gördüğü bu paylaşımlarla ilgili niyetini belirten bir yazı yayınladı.

Böyle bir dönemde yapılan birçok hareketin aslında ‘acı şovmenliğe ve duyarlılığa dayalı’ olduğunu açıkladı.

Konuya İsrail Devleti’nin hukuki, insani ve dini değerleri gözetmeden Filistin’e yönelik gerçekleştirdiği saldırılarla giren Beyhan Budak, daha önce yaşadığımız deprem felaketine de değindi.

‘Her toplumsal felakette gerçekten canımız yanıyor. Son dönemde yaşadığımız büyük depremin acısını ve yıkımını hâlâ üzerimizden atmış değiliz ve yakın gelecekte de durum pek iç açıcı görünmüyor. Şu anda dünyanın başka bir yerinde mazlumlar neredeyse sistematik bir şekilde öldürülüyor. İsrail Devleti hiçbir insani, hukuki ve dini bedeli düşünmeden büyük vahşetler gerçekleştirmektedir.

Beyhan Budak, yaşanan acıyı değerlendirmek, eleştirmek ve ortaya çıkarmak için sosyal medyada her bireyin kendisini “yargı” olarak görmeye başladığını belirterek, “Kanlı bebek ayakkabılarını paylaşıp en yüksek sesle bağıranlar zarar görmez.” yorumunu yaptı.

‘Böyle büyük acılar içerisinde sosyal medya bir anda yargılama makinesine dönüşüyor. Çok yıkıcı: İnsanların öfkelerini açığa vurduğu ve bir daha asla duymak istemedikleri suçlamalar. Yine böyle zamanlarda en çok acı çekenlerin, çığlık atanların, kanlı bebek ayakkabılarını paylaşanların, sosyal medyada gece gündüz paylaşım yapanların olduğunu düşünüyoruz. Ama acı şovmenliği dediğimiz bir şey var, depremde gördüğümüz gibi, yıkılan evleri dramatik müziklerle paylaşanlar, acı verici paylaşımlarla dikkat çekmeye çalışanlar.’

Herhangi bir işlem yapmadan sadece sosyal medyada paylaşım yapanların aslında acı çeken insanlar olmadığını, sadece bunu göstermeye çalıştıklarını söylüyor.

‘En yüksek sesle çığlık atan kişinin en çok acı çeken kişi olmadığını asla unutmamalıyız. En çok paylaşan, en duyarlı olan değildir. Deprem sırasında canını feda eden, kendini depremzedelere adayan ama sosyal medya paylaşımı yapmayan kaç kişi gördüm. Peki deprem bölgesine bir kuruş bile yardım etmeyen ama sürekli acı diye bağıran kaç kişi gördüm?’

İnsanların deneyimlerini sosyal medyadaki paylaşımlardan yola çıkarak analiz etmenin ve bu doğrultuda öfke duymanın son derece yanlış olduğunun bir kez daha altını çiziyor.

‘Birine öfkenizi açığa vurduğunuzda ilk önce şunu hatırlayın; Hiç kimse bir başkasının acısının koruyucusu değildir. Herkes acıyı farklı şekilde yaşar. Burada her zaman paylaşım yapıyor olabilirim ve konuyu hiç umursamıyor olabilirim. Veya paylaşmıyor olabilirim ama farklı şekillerde yardımcı olabilirim. Sosyal medya paylaşımları aracılığıyla insanlara öfkenizi çıkarmamalısınız. Aksi takdirde başka türlü bir zalim olursunuz.’

Beyhan Budak, başkalarının yaptığı veya yapmadığı şeylerden dolayı kendilerine eleştiri yapma, kızma hakkı tanıyan kişileri de “zalim” olarak nitelendiriyor.

‘Her gün onlarca küfür, hakaret ve küfür mesajı alıyorum. Bunu hak etmediğimi düşünüyorum ve üzülüyorum. Mesela bir gün önce hikayemi paylaştım, hikayeyi görmeden biri bana ‘neden paylaşmıyorsun?’ diye küfretti. Paylaştığımı gören bazı kişiler ‘ben şimdi mi düşündüm bunu?’ diye küfrediyordu. Bir milyondan fazla kişinin takip ettiği hesaptan gelen mesaj sayısı çok şükür çok az. Ama yine de üzüyor bu tür insanlar, sanki zalimden şikayetçi, zalim insanlar.’

Daha sonra konuyla ilgili dileklerini paylaştı.

‘Sonuç olarak Filistin’de zalimin zulmünün bir an önce son bulmasını temenni ediyorum. Toplum olarak kendi devletimizin ve vatandaşlarımızın çıkarlarını gözeterek elimizden gelen desteği vermeliyiz. Devletimizin sağduyulu duruşunun bundan sonra da devam etmesini, tüm diplomatik ve siyasi ortamlarda zulme karşı çıkacağını ümit ediyorum.’

Bazıları Beyhan Budak’ın yazısına tamamen karşı çıkıp karşı çıkarken, bazıları da onun niyetini son derece haklı buldu.

??

??

??

??

??

Bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort